Lojistik Sektöründe Markalaşma ve Medya Gücü Neden Hâlâ Zayıf?
Bugün dünyada ticaret savaşlarından iklim krizine, pandemiden bölgesel çatışmalara kadar yaşanan her gelişme, lojistik sektörünü merkezî bir role taşıdı. Mal hareketi olmadan ekonomi duruyor, tedarik zinciri kırıldığında sektörler çökmeye başlıyor.
Ancak işin ilginç tarafı şu ki; lojistik sektörünün kendi markalarını ve hikâyelerini kamuoyuna anlatma, medya gücü oluşturma ve toplumsal algıyı yönetme kapasitesi hâlâ oldukça zayıf.
Neden mi? İşte gerçekler…
Sektörün Kendi İçine Kapalı Yapısı
Türkiye’de ve dünyada lojistik sektörü, uzun yıllar boyunca operasyon odaklı bir yapı ile şekillendi. Müşteri-marka iletişimi genellikle iş bağlantısı ve sözleşme bazlı yürüdü. Kamusal görünürlük, toplumsal algı ve markalaşma ise “lüks” ya da “gereksiz” olarak görüldü.
Oysa günümüzde marka olmak yalnızca müşteri bulmak değil, algı yaratmak, insan kaynağı çekmek ve sektör standartlarını yükseltmek için de gerekli.
Algının Taşıma İşinden Öteye Geçememesi
Bugün kamuoyunun lojistik denildiğinde aklına gelen ilk şey kamyon, TIR, konteyner. Oysa sektör; akıllı depolar, rota optimizasyon sistemleri, soğuk zincir operasyonları, dijital tedarik platformları ve blockchain altyapıları gibi yüksek teknolojiye dayalı operasyonlar yürütüyor.
Bu algı dönüşümü için markaların ve sektör derneklerinin, düzenli medya iletişimi ve içerik stratejisi üretmesi gerekiyor.
İçerik Üretme Kültürünün Eksikliği
Lojistik sektöründe sektörel haber portalları, dijital içerik platformları ve video medya yatırımları oldukça sınırlı.
Oysa bugün markalaşma, sadece iş yapmakla değil, hikâyeni anlatmakla mümkün.
Loji TV, Container Dergisi benim yönetimimde ve sürekli yoğun ikili ilişkiler ile sürdürülebilir konumda. Peki, bizim gibi platformlar değerli işler yapıyor ama yeterli desteği görüyorlar mı?
Sektörün daha fazla YouTube kanalı, podcast serisi, blog yazarı ve sektörel belgesel projelerine ihtiyacı var. Türkiye’nin lojistik belgeseli, Tedarik Zinciri Yol Haritasının kayıtları neden yok?
Ülkemin Sektörel basınına destek vermeden, sektörel basın mensupları değer görmeden, Sektörel Globalleşme olamaz.
Kriz Dönemlerinde Sessiz Kalma Alışkanlığı
Pandemi, 6 Şubat depremi, liman yangınları gibi krizlerde lojistik sektörü hep sahadaydı.
Ancak ne yazık ki topluma sesini duyurmak, sahadaki fedakârlığı anlatmak ve markaların bu süreçteki rolünü görünür kılmak konusunda zayıf kaldı.
Oysa kriz iletişimi, itibar yönetimi açısından büyük bir fırsat.
Yetenekli Medya İnsanlarıyla Çalışmama Sorunu
Birçok lojistik firması, hâlâ markasını anlatması için ajans, medya danışmanı ya da içerik üreticisiyle çalışma fikrine mesafeli.
Oysa teknoloji firmaları, bankalar ve perakende sektörü dijital içerik ve medya iletişimi alanında hızla yol alırken, lojistik sektörü bu yarışın çok gerisinde.
Peki neden?
Çok maliyetli diye mi?
Yöneticilerin özgüven eksikliği mi var?
Aman yaptığımız işi kimse bilmesin, kimse bize bulaşmasın modeli mi devrede?
Ne Yapılmalı?
-
Sektör dernekleri, markalaşma ve medya iletişimi konusunda firmaları bilinçlendirmeli.
-
Lojistik firmaları sektör profesyonellerinden destek almalı.
-
İnovatif projeler ve başarı hikâyeleri düzenli içeriklerle topluma anlatılmalı.
-
Kriz dönemlerinde aktif medya planları hazırlanmalı.
-
Lojistik sektörüyle çalışan içerik ajansları ve medya profesyonelleri yetiştirilmeli.
Sektörün Görünürlük Gücü, Sektörün Geleceğidir
Artık “iş yapalım, nasıl olsa müşteri gelir” devri bitti.
Bugünün markaları hikâyesini anlatabilen, toplumu bilgilendiren ve algı yönetimini iyi yapanlar olacak.
Lojistik sektörü, yalnızca operasyon başarısıyla değil, marka gücü ve medya etkisiyle de büyümeli.
Çünkü görünürlük, sadece müşteriyi değil; yetenekli insan kaynağını, yatırımcıyı ve toplumsal saygınlığı da beraberinde getirir.
Biz yıllardır lojistik sektörünün ilk ve tek dijital televizyonu Loji TV ve Container Dergisi ile mesleğe olan sevdamız ve sektöre olan güvenimizle buradayız.
Sizleri de bekleriz.